28 Aralık 2008 Pazar

lütfen beni uyandırma

ne anlatılabilir ki? kışın bu fiziki soğuğuna kalorifere dayanan sırtımın sıcaklığıyla karşı koymak seni ne kadar koruyabilir. soğuk ruhum, katalizör kışım, kırmızı burnum. peçeteye silmekten yara olmuş burnum, metal etkisiyle yoğrulmuş gözlerimle ne kadar koordineli bu aralar. belime bağlanan ip 45 metreden aşağı sallarken aklıma ilk gelenin yine sen olması yakında geçmesi gereken bir hastalık değil miydi? korkutucu olan bağlanmaktı, huzursuz eden yok olman, gerekli olan kurtulman. eski olan her şey mi bu kadar güzel, bu güzel olanlar mı hep eskide, kimse bilmez. anlamanın çözmeye yetmeyeceğini de senden öğrendim zaten. ilerde dönüp bu yazıları bir daha okuyup, bu güne de özlem duymam ne büyük zavallılıksa bunun bilinciyle günleri yıllara bağlamak daha da büyük çaresizlik. hep karanlıktı o yıllar. bulutluydu. yağmurluydu. yağmur güzeldir. yağmuru seven insanlar da güzeldir. zorlanan zihnimden parmaklarıma yollanan impulsların yetersizliği o günlerin hipermetrop görüntüsünün karmaşıklığındandır. dibinde bulunduğum kuyunun ucunu göremezken elimi tutan kişiyedir bu özlemim. yürüdüğüm yoğurtçu parkı, koştuğum bahariye caddesi, yediğim öğlen yemeği, bindiğim banliyö treni, girdiğim fransızca sınavı, uyuduğum ingilizce dersleri, bastığım kaldırım taşları, çevirdiğim sıcak yastıklarım, şemsiyesiz yağmurlarım, gölgesiz güneşlerim, morlarım, ötelerim, her şeyim o zaman bu kadar güzelse, bu kadar yokken bu kadar var olmandandır. hayata aniden girebilecek kadar deli ve aniden çıkabilecek kadar uzak olma sözünü tutman, görevini ifşa eden yolcuların hanımdan vedasının normalleşmesine ne güzel örnek. tıpkı yukarılardan aldıkları yetkiyle olsa gerek, "bırak zaman aksın" diyen birilerinin, başka türlü dolmayacak bir boşluğu daha doldurmak üzere hayatıma giriş yapması gibi. dün fazla yarın yok, ne dersen de.

3 yorum:

megat dedi ki...

  I think your blog is really interesting ... especially this post :)

laptü dedi ki...

thank you dude, but our princess is in another castle :)

kızınbiri dedi ki...

uzun süredir takip ediyorum aslında bu blogu ne yazayım bilemedim ki çok güzel.