8 Eylül 2008 Pazartesi

Game Over



Olacak iş mi şimdi bu? Böyle mi olacaktı? Çuvaldaki incirleri berbat etmekte üzerine yok çok sevdiğim takımım Ferrari'nin. 2008 yazı milli takımımız için dosta güven, düşmana korku verir zaferlerle dolu iken aynı şeyin diğer kırmızılar için geçerli olmadığı kesin. Az önce televizyonda bugünkü trajedinin tekrarını izledim de yazamadan edemedim. Bir değil, iki değil, üç değil, dnasına işledi bunların biz sevenlerine karın ağrısı yapmak. Yağmuru görünce kendilerini tenis sporcusu sanıyorlar adeta. Hemen iş yavaşlatma eylemine gidiyorlar.


Oysa ne de güzel başlamıştı her şey. Malezya, Bahreyn, İspanya, Türkiye derken artık Felipe mi alır Kimi mi bahislerine kadar varmıştı ukalalığımız. Jean Todt'un purosuna yakılan ateş olmuştuk adeta. Ama doğaldır ki gün gelir ve puro da biter, kül olur. Ne olduysa yağmurlu Monako'dan sonra oldu. Kimi, zavallı Sutil'in arka kanatlarına zeval verince artık nasıl bir beddua ile kulakları çınlatıldıysa önce Kanada'da Hamilton Genç Sutil'in kanını yerde bırakmayarak tokuşturdu arabayı. Fransa'dan sonra İngiltere su balesi yarışında bizim iki takımdaşın attığı toplam spin sayısı avagadro sayısını bile kıskandıracak seviyedeydi nerdeyse. Almanya'da 6. başlayıp 6. bitiren Raikkonen muhtemelen 17. başlayıp 2. bitiren Piquet'yi seyre koyulmuş olmalıydı. Sıkıcılığıyla tanınan Macaristan -nam-ı diğer hungaroboring- adına yakışır seyir etmekteydi ki olaya atraksiyon katmak lider pilotumuz Massa'ya düştü. Sadece 3 tur daha dayanamadı motor damalı bayrağı görmeye. Giden 10 puandı gözyaşlarının yeni adı. Valencia'da Massa kazansa da motor patlatmak salgın bir hastalık olduğundan gayri bu sefer nöbet Kimideydi, görevini başarıyla yerine getirdi.
Tarihler 7 eylülü gösterdiğindeyse Formula 1 tarihinin en unutulmaz anlarına tanıklık etmek üzere Belçika'daydı kameralar. Hamilton başladı Kimi geçti, bir banyo yapma süresi kadar önde seyretti. Artık tribünde onbinler, ekranları başında milyarlar aylar sonra gelen bu zaferi kutluyordu. Acar spikerimiz serhan acar da o anda şom ağzını acar. Önce 2000 yılındaki Hakkinen'in schumiyi ricardo zonta takviyeli geçişine telmih eder, ama rahatsız etmez. Yağmur yağarsa kıyamet kopar der, hadi ordan denir. Ama vardır bir bildiği. Bu coğrafyaya pek uğramayan yağmur davetsiz misafir oluverir. Hamilton geçer, sonra Kimi geri alır, sonra Hamilton geçer , sonra Kimi geri alır, sonra ikisi de pist dışına kol kola çıkarlar, sonra geri gelirler, senkronize spin atarlar, Kimi bu işi sevmiştir, bi spin de bis yapar, derken gözünü açtığında önünde beyaz duvarı bulur. Önce Finlandiya'nın karlı kışlarını hatırlatmıştır o beyaz. Sonra da nihayete ermek üzere olan bir filmi...
Ah Schumi, bak görüyor musun ne hale getirdiler mirasını. Kemiklerin sızlıyor, için ürperiyordur görünce böyle çoluk çocuğun maskarası olmuş senin kırmızılar. Senin zamanında böyle miydi Schumi? Çok mu zaman oldu 9 yarış üstüste kazandığın günlerden. Senin baştan şampiyon ilan edilip tüm planların ikincilik elde etmek üzerine kurulduğu yarışlar çok mu eski? Şampiyonluğu alışkanlık haline getiren, değersizleştiren adamsın sen. Yıllarca Alman milli marşıyla İtalyan marşını bir sanmama sebep olansın. Sürekli kazanmandan puan sistemini değiştirttiğin adamlar var hala başta Schumi. Ah Schumi ah, sen kalk da ben yatam. Ben senle bu kırmızıyı seçtim, sensiz buraların hiç mi hiç tadı yok dostum. Artık kırmızılar daha bir pembe, gökyüzü artık mclaren grisi...
biterken fonda "rain rain go away, come again another day" çalıyordu. "en büyük taraftar yarışçılar sahtekar" diye bağıran bir grup tifosi ise olay çıkarmadan dağıldı.
.
.
uyku açtıran edit: az önce elimize ulaşan bir son dakika haberine göre hamilton'ın raikkonen'i ilk geçisi sırasında kural dışı bir şekilde şikanın üstünden atlayarak avantaj elde etmesi söz konusuymuş. bu sebepten hamilton'a 25 saniye ceza verilmiş. sıralama yenilenmiş. yeni kral massa, hamilton üçüncü. e iyi de hamilton hatasını yarışta telafi edip yerini iade etmişti ki. herhalde kontağı kapatmasını bekliyorlardı. kim memnun şimdi bu birincilikten? kupaları da değişirler mi acaba ilk üç? sevgili fia, oldu mu şimdi böyle kuzum?

Hiç yorum yok: